30 Temmuz 2007 Pazartesi

anadolu yakası gezi turu 2


Anne kuş bir süreliğine Amasya, Bursa ve Artvin semalarında uçmaya karar verdiği için evin hanımı birden bire ben oluverdim. Açıkçası annemin evde olduğu dönemlerde çokça tembellik yaparken tek kalınca hiçbir işi aksatmaz hale geldim. Demek gizli bir potansiyel varmış bende. :)
Temizlik, yemek derken (tam ev hanımı üslubu) gün bir anda bitiveriyor. yine de gezme aşkımı böyle evin hanımı durumları etkileyemeyeceği için Pazar günü işlerimi erkenden bitirip ağabeyimle birlikte Anadolu yakası gezi turuna çıktık. Daha evvel Vaniköy’den başlayıp, Kandilli kız lisesi istikametinde devam etmiş ve Anadolu hisarında turumuza son vermiştik. Bu defa kaldığımız yerden başlayalım istedik. Evvela Anadolu Hisarı'ndan Kavacık'a çıkacak ardından yürüyerek Hıdiv Kasrına gidecektik. (offf off yakın yer değil ki)

Anadolu Hisarı’na geldiğimizde yokuşları tırmanmadan evvel ağabeyim hadi "Küçüksu Kasrı'nı" bir görelim dedi. Boğazın karşı yakasından özellikle Rumeli Hisarı'ndan narin bir gelin gibi görünen(Ayy benzetmelerde yaparmışım. üniversitede o kadar edebiyat bölüm derslerine girdim olsun o kadar.) "Küçüksu Kasrı" benimde merak ettiğim bir müzeydi. Pazar günleri halk günü olduğu için kişi başı 2 ytl vererek içeri girdik. Ön cephesi muazzam bir şeklide süslenmiş olan kasır Padişah Abdülmecit zamanında Av köşkü olarak inşa edilmiş. (düşünsenize İstanbul’un o bölgesine avlanmak için gidilirmiş. İnsan şimdi hayalini bile kuramıyor. ) Günü birlik kullanıldığı için yatak odaları yapılmamış. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde birkaç defa Atatürk tarafından ve Yabancı devlet adamlarının kalması için kullanılmış. Küçükçük bir kasır olasına rağmen tavan ve dış cephe işlemeleri bizim ağzımızı açık bıraktı.

"Küçüksu Kasr'ının ardından sokak turumuzu başlattık Hemen hisarın arka duvarının yanındaki minicik yoldan tırmanışa geçtik. Yeşilin bin bir çeşidi ve eski binalar bizi karşıladı. Ağustos ayı geldiği için yol kenarlarındaki böğürtlenlerin yetişmeye başladığını fark ettik. Bir iki tane kopartıp tadına baktık. (Henüz daha tam olgunlaşmadıkları için biraz ekşiydiler)
Rüya aleminde yolculuk yapar gibi ilerledik sokaklarda. Ardından hiç tahmin bile etmediğimiz bir anda karşımıza "Güzelce cafe" çıktı. Nedir neresidir deyip giriverdik kapısından.Aman Allah’ım bu ne güzel bir Cafe böyle :))

Romantik bir yoldan ilerledikve boğaz manzarası karşıladı bizi.

Cafe deyince akla küçük bir mekan geliyor fakat burası oldukça geniş bir alana yayılmış (sahipleri yüklüce bir mebla ödemiş olmalılar). Rumeli Hisarı karşı manzara olunca çay içmek çok keyifli olur diye düşündük (Ama içmedik. daha gidilecek o kadar yer varken çay neyimize). Cafe oldukça kalabalıktı. Ehh dedik bütün İstanbul biliyormuş burayı da bir bizim haberimiz yokmuş. Birde hafta içi gitmek lazım, daha tenha ve güzel olur.

"Güzelce Cafe'de" daha fazla oyalanmayarak turumuza kaldığımız terden devam ettik. Bu arada gücümüzü toplamak için birer magnum almayı ihmal etmedik. Yaklaşık yarım saatlik (daha fazlada olabilir saate bakmadım.) yürümenin ardından Hıdiv kasrına ulaşabildik.(aman çok şükür bir ara hiç ulaşamıcaz sanmıştım.)

Zaten vakitte bir hayli geç olmuştu. Çok kalabalık olduğu halde denize karşı bir masa bularak karnımızı doyurmaya karar verdik. Yan masadan kopya çekip bizde onlar gibi patetes kızatması ve sandviç ısmarladık. Kalkarken gelen ücret ise yüzümüzü hiç kızartmadı. Öylesi bir yer için oldukça makul fiyata sahip.

bu fotoğrafımı fotokritikte yayınladım :)

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Hoşgeldin Kediciimmm.
Niye hoşgeldin diyosun dersen ben de hesap aldım burdan da o yüzden. Kaçınılmaz oldu artık. Şablonlar, ayarlar biraz karışık geldi gerçi bana ama biraz uğraşırsam yaparım herhalde. Senin sayfan çok güzel olmuşşş :)
öpüyorum çok çokk. Bizimkinde problem devam ederse ben de buraya yazmaya başlayacağım. Görüşürüzzz
öpdüm çok çok :)

Adsız dedi ki...

olacağı buydu beyazkedi... iyi etmişin. ben biraz daha sabredeyim diyorum; biz de gideriz bu gidişle blogcu'dan bir yerlere.

hayırlı olsun yeni adresin.

beyazkedi dedi ki...

sevgili sevgi, demek sende buralardasın. :) amanın çok sevindim. yaz yaz burda yaz. valla karışık değil ve çok daha iyi imkanlar sunuyor

değirmenlere karşı, teşekkür ederim. evet olacağı buydu. fazla zorladılar sabrımızı.

Adsız dedi ki...

merhaba :)

Ümit Kurt dedi ki...

blogger 'ı epeydir kullanıyorum ve seviyorum da. Önceden sadece ingilizceydi fakat son dönemde Google'dakiler sanırım türkçe blogların da farkına vardıklarından Türkçe desteği de geldi. Ve kesinlikle çok kolay ve daha çok imkanları var ücretsiz bir servis olarak.

Fotokritikte yayınladığını söylediğin fotoğraf çok güzelmiş. keşke orjinal halini de alabilsem bu resmin :D

Adsız dedi ki...

hayırlı olsun neslihan

Adsız dedi ki...

bloğun bu halini çok beğendim.şu an bende blogcuda yazı ekleme mücadelesi veriyorym.bakalım ne kadar daha sabrederim.

beyazkedi dedi ki...

ümit,

evet blogger'in sağladığı imkanlar daha geniş.pişmam olmayacağımı düşünüyorum :)


thelost...
teşekkür ederim.:)


mavi ve portakal,
ya uğraşmaya değmiyor. insanı deli edip duruyor blogcu.

gezimania dedi ki...

Hayırlı olsun beyazkedicim..
Şablon da güzel olmuş..
Hidiv Kasrına kadar yürümek de cesaret yani, ama gezme görme aşkı neler yaptırıyor insana..

Adsız dedi ki...

öncelikle yeni yeriniz hayırlı olsun. blogger mükemmel bir servis. şimdiki aklım olsa bende burayı kullanırdım.

çok güzel resimler çekiyorsunuz.
şu merdivenlerin olduğu çok güzel özellikle

Adsız dedi ki...

Your blog keeps getting better and better! Your older articles are not as good as newer ones you have a lot more creativity and originality now keep it up!

Adsız dedi ki...

Blog test tutmak gerekiyor. Ben henüz bunu istediğiniz gibi çalışma değil. tema için teşekkürler. Belki bu daha iyi bakmak için benim alırsınız.

Adsız dedi ki...

teşekkürler amigo! büyük posta!

Adsız dedi ki...

Search engine marketing wants a very good search engine optimizer plan. Simply one among these methods can make a big distinction in your websites position and firm your web site brings you.