7 Ağustos 2007 Salı

haftasonu gezisi

Radyo 4’te bir türkü;
“bir kara gözlüye aybalam tutulup yanmışam
öldürdü beni , öldürdü beni
o ceylan o ceylan balam
öldürdü beni”….


Hala yorgunluk geçmedi, kaç günün uykusuzluğu var. Gezmek iyi de yorgunluk arta kalanı. Gittiğim yerler gördüklerim hayal gibi. yolculuk, seyahat adete arınma. Zaten o yüzden bu kadar çok severim ya yol filmlerini. Belkide ben gezmekten ziyade yolculuk kısmını daha çok seviyorum.
Feribot kuyruğu, beş kız çıktığımız yolculuğun hafif tedirginliği, gün batımı, gece karanlığında yol almak ve menzile ulaşmanın sevinci. Sıla-i rahim. Eş, dost en çokta akraba. Aynı kanın sıcaklığı.
Bursa’da idim geçtiğimiz hafta sonu. Düğün için gidip daha çok gezmekle vakit geçirdik.nerelere gitmedik ki? Cumalıkızık, Saitabat şelalesi, Mudanya, Zeytinbağı ( bilinen ismiyle Trilye)….

Cuma gecesi vardık beş şehirden biri olan Bursa’ya. Ertesi gün kahvaltı için Cumalıkızık’a doğru yol aldık. Hazırlanan nefis kahvaltı sofrasında sedirlerimize kurulduk. Semaverde gelen çayın eşliğinde tereyağlı köy ekmeklerimizi yiyip, çemenin tadına baktık. Dostlarla karşılaştık. İçtiğimiz çay böylece daha da bi lezzetlendi. Köyü turuna çıktık. Eski bir kapıdan başka bambaşka aleme girmiş gibi şaşkınlıkla etrafımıza bakındık. Osmanlının en eski köylerinden birinde geçmişin izlerine tanık olduk. Gördüğümüz her sokak geçtiğimiz her ev, bastığımız her taş asırlar evvelinin bir kitabını okumak gibiydi.
Akşama doğru önce eve uğrayıp, düğünlüklerimizi giydik ardından salona gittik. Tulum eşliğinde horon. Başka hiçbir çalgı böyle coşturmuyor beni. Uzun yıllardır görülmeyen tanıdıklar. Hoş beş, nasılsın iyi misinler…
“-çok değişmişin Neslihan” “-yok aynıyım aslında” (yaşlanıyorum ya hani belki ondandır değişiklik….)





Ertesi gün. Yine güzel bir kahvaltı ama bu kez evde. Bavulların hazırlığı, yola çıkış. Yine beş kız bir arabada, yollarda. Önce Bursa’nın ilçesi Kestel yakınlarında ki saitabat şelalesi. Bunaltan nem. Ormanın yeşilliği. Karadenizliliğin değişmeyen özlemi yemyeşil dağlar. Derin bir nefes….
Mudanya’ya kıvrılan yollar. “Ablanın Yeri’nde” yenen enfes çupra… Kolay kolay unutulmayacak dimağlarda kalan bir tat.

Karın tokluğu ile Trilye’ye hareket. Aman Allah’ın ne sevimli bir belde burası. Zeytin yağı dükkanları, kiliseden çevirme Fatih cami, eski Rum evleri, denize çıkan yollar.... Ama vakit dar akşam olmak üzere. Yollara düşmeli yine. Düşmeli ki feribot kuyruğuna girmeli.

Yarı uykulu İstanbul’a varış.
Bitti mi rüya? Uyandık mı ?
Hiç biter mi İstanbul’un kendisi ayrı bir rüya değil mi?

7 yorum:

Adsız dedi ki...

demek gidip-geldin bursa'ya....5 kız gezmek ne eğlenceli olmuştur...Mudanya'da Abla'nın yerini ben de pek severim ama son zamanlarda Mudanya'dan çok Güzelyalı'daki bir küçük balıkçıya gidiyoruz...Yeni evlilere mutluluklar dilerim..

Adsız dedi ki...

Türküyle girilince yaıya daha mı neşeli olmuş ne! Yazıyı okuyana kadar nağme dilimde .. :))
Bursa'da gezilmedik mesire yeri konmamış gördüğüm kadarıyla.. Bildiğim kadarıyla gidilen yerlerin arası çok da yakın değil ama gezme olsun beyazkedime, dinler mi mesafe.. :)
Kızkıza olunca kimbilir ne coşkulu olmuştur..
Bu Trilya'daki zeytinyağcı hiç yabancı değil bana, sanırım ben de köşe kısmının resmini aldıydım, yanılmıyorsam..

Adsız dedi ki...

en sondaki istanbul resmi çok huzur verici.
ne güzel gezmişsin ve anlatmışsın, gitmiş kadar oldum vallahi... ben de bu haftasonu gitsem mi diye düşündüm.

Adsız dedi ki...

Ben de bilgisayarın formatlanması, daha önce kullandığım programları bulamam sorunu yaşadım geçen hafta. 2 program vardı kullandığım, neyse aleleacele ACDSeePhoto Manager'i bulup yükledim, fena bir program değil...

Adsız dedi ki...

güzel yerler ,şiir gibi anlatım...
çok hoştu.

mavi ve portakal...

Erdal Ali dedi ki...

Cennet gibi vatan. Her bir köşesi ayrı küzel.
Ben size bir de van gölüne gitmenizi tavsiye ederim.
Oranın güzelliği bambaşka.

Adsız dedi ki...

İçim açıldı akşam akşam...
Çok güzel yazmışsın...
Sanki bende yanınızdaymışım gibi geldi bir an...
Ayrıca benim içinde yol, bazen gidilen yerden bile önemlidir...
Keyfi sürülmelidir...
:))
Sevgiler...